25 May 2025 - Sunday

TUHAFLIK ÇAĞI

Çinliler birine beddua etmek istediklerinde “tuhaf zamanlarda yaşayasın” dermiş. Bizler de işte o duanın mevsimindeyiz.

Yazar - Aydın Uzkan
Okuma Süresi: 4 dk.
Aydın Uzkan

Aydın Uzkan

-
Google News

İnsan türünün dünyaya gelmeye başladığı ve Adem’in Allah’tan varlıkların isimlerini öğrendiği zamanlardan beri dünya giderek tuhaflaşıyor.

Çinliler birine beddua etmek istediklerinde “tuhaf zamanlarda yaşayasın” dermiş. Bizler de işte o  duanın mevsimindeyiz. İlginçlikler ve tuhaflıklar iç içe. Kim normal, ne anormal, ayırt edemiyoruz. Yeryüzü adeta tuhaf canlılar antolojisi.

Bazen geleneksel bezen modern davranışlar,  tuhaflık çağının yağmurundan nasibini alıyor. Renksiz bir kirlilik ve amaca göre biçim verilebilirlik iklimindeyiz.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirten tuhaf yaşantılar,  insanı huzursuzluk denizinde boğmakta. Üstelik tuhaflıklar öyle sıradan durumlar da değil. Algıları kilitleyen, sensörleri kapatan, gerçeklikten koparan bir çağın eylem hali bu.

‘’Azı karar çoğu zarar’’ diyerek  verilen öğütler ‘’fazla mal göz çıkarmaz ‘’  atasözü ile tuhaflıkların duvarına bir tuğla daha koymakta. Barış getireceğiz diye milyonlarca insanın dünya hayatını bitiren devletlerin Mars'ta hayat araması, örülen tuhaflık duvarının  boyutunu gözler önüne sermekte.

‘’İşleyen demir ışıldar‘’ diyen  işçi,  erken emekliliğin düşlerine dalıyor. ‘’ Kitaplar ne kadar pahalı diyor ‘’ cehaletin ucuz insanı.

Hele ki, dijital dünya ile birlikte tuhaflıklar nirvanaya ulaşmış gibi. ‘’Düşünüyorum o halde varım’’ felsefesinden ‘’ Görünüyorum o halde varım ‘’ düşüncesine evrildik.

Eskiden hokkabazlar sirklerde numaralar yaparmış . Şimdilerde hokkabazlığı kimlerin nasıl yaptığı da meçhul !

Sokaktaki dilenciyi küçümseyip, sosyal medyadaki e-dilencilere çiçek / lira atmayı onur zanneden zavallılarla yan yanayız.

Fotoğraf çektirmeyip bir kameraya yüzünü kapatan, sosyal medyada özünü binlerce göze açmakta, ruhunu deşifre edenlere aynı karedeyiz. Şahit olduğumuz güzellikleri izlemek yerine dijital ekranlara kaydedip, kesin olan AN’dan kaçarak garantisi olmayan yarınlarda izlemeyi planlıyoruz.

Kapitalin yağmurunda ıslananlar ise, dinlenmek için eşek yüklü paralar ödeyerek tatile gidip, ardından eşekten düşmüşe dönüp, paylaşacak görsel de kalmayınca bir an önce kendini eve atmaya çalışmakta.

Şehrin albenisine kanarak köydeki tarlayı ev satıp kalabalığa taşınan, ardından da  köy fantazisi yapmak için bağ evi imar etmeye çalışan pişmanlık yolcularıyız. Köydeki tavuğun dışkısından iğrenen ama şehirde dışkı bulaşan organik yumurtayı baş tacı eden güruhuz.

Kanserle mücadele üzerine odaklanan bir kuruluşta gönüllü olarak çalışan bir doktor, bir nefes almak için çıktığı molada  zevkle savuruyor sigara dumanını masmavi göğe. Üzerindeki bembeyaz önlükten önce kararıyor gökyüzü.

Tuhaflık çağında insan, yüklü para kazanıp, mal mülk almak için sağlığı kaybediyor. Kaybettiği sağlığını kavuşmak için, yeniden o mal mülkü satarak kazanmaya çalışıyor

Onca ölene şahitlik etmesine rağmen, hala dünyanın baki olduğunu zannedip,  fani olduğunu unutması da, daha bi tuhaf !

.

.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.