12 Nisan 2025 - Cumartesi

SOSYAL MEDYA DİNDARLIĞI

Yapmasa da ‘’mış’’ gibi yaparak, vicdanen rahatlama hissi veren sosyal medya dindarlığı, kullanıcıları, klavye mücahitlğine varan uç ve kof noktalara götürmektedir.

Yazar - Aydın Uzkan
Okuma Süresi: 5 dk.
Aydın Uzkan

Aydın Uzkan

-
Google News

Günümüzde teknoloji destekli medya, bireyleri pek çok alanda etkilediği gibi, dini yaşamı da etkilemektedir. Bu etkileme sosyal medya dindarlığı denilen, tipolojik kavramı ortaya çıkarmıştır. Kendini dindar olarak tanımlayan kitlenin sosyal medyada dini düşüncelerini, dinî sembol ve görselleri daha yoğun bir şekilde ‘’karşılık bekleyerek’’ kullanmaları sosyal medya dindarlığına zemin hazırlamıştır. 

Yeni kullanıcılar bu alana balıklama atlayarak, sanal mecralardan sermaye üretmekte ve buralardan ürettiği kimlikten, sosyal alanda bir karşılık beklemektedir. Bu ise dinin tebliğ ve propaganda mantığına ters düşmektedir.

Olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz  etkileriyle de dine bir yaşam alanı sunan  sosyal medya dindarlığı, dini bilmek ve anlamak konusunda soylu bir çaba içerisinde olanları istisna etmek kaydıyla, yapay bir gülün gerçek dikenlerine benziyor. Sosyal medya dindarlığı ile, dinin medyası, meydanın dinine doğru evrilmektedir. Eylemsel ibadetlerden oluşan asıl dindarlık, yerini sloganik söylem ve süslü sosyal paylaşımlardan oluşan sosyal medya dindarlığına  bırakmaktadır

Sosyal medya dindarlığında, gerçek yaşamında çok fazla dindar olmayan kimselerin bile, sosyal medyada rahatça, yaşadığından çok farklı rollere bürünmektedir. Başkalarının ilgisini çekmek ve takdirini kazanabilmek için riyakarca dini içerikli yazılar, görseller ve videolar paylaşmaktadır.

Kullanıcılar, kendi takipçilerine dindar olduğu izlenimi vermek için dindar görünümlü paylaşımlar yapmakta ve dini paylaşımları beğenmektedir.  

Dinî bir mekânda, ibadet esnasında, öz çekim (selfie) paylaşan kullanıcının neyi vurguladığı ya da ön plan çıkardığı belli olsa da, tıklanma ya da takip edilme hırsı, popülerlik ya da fenomen olma durumu  bu tür sosyal medya dindarlık ritüellerini daha da körüklemektedir.

Her özel dini hali ifşa etmeyi özendiren bu dindarlık, takipçilerinin de ‘’sevap kazanacağı’’ hissiyle tecessüs duvarlarını deldirerek, bu mahremiyet hallerini temaşa etmeye yönlendirmektedir. Sosyal medyadaki ‘’kapalı devre’’ tesettür defilelerinde hicap pazarlanmakta, güzellikler beğenilerle aminlenmektedir. Dini problemler karşısında paylaşılan bir içerik ve  yapılanbir yorum, konusunun uzmanı dini otoritelere tercih edilmektedir.

İçeriği ve işleyiş ile bir illüzyon da olabilen bu dindarlıkta, camiler vb kutsal sayılan yerler artık gidilmesi gereken yerler değil de, paylaşılması gereken içeriğe dönüşerek, kutsiyetin  erozyonuna neden olmaktadır. Zira bu mekanları paylaşmanın getireceği beğeni ve takipçi sayısı, oralarda bulunmanın anlık hazzına kurban edilmektedir. Sosyal medya dindarlığı, sloganlardan ibaret bir din anlayışı doğurmaktadır.

Sosyal medyadaki dindarlık ritüelleri, derinlikten yoksun norm ve değerlere bağlanmaya, sığ manalar içerisinde giderek artan din algılayışındaki değişime ve ahlaki değerlerdeki dönüşüme neden olmaktadır.

Mukaddesatlara onca muhalifliğe rağmen, bolca güllü ve hayırlı cumalar temalı paylaşımlar, daha en yakınındaki kapı komşusuna bile bir kibrit çöpü vermemiş insanların, ulus ötesi yardım kuruluşlarının reklamını twitlemesi, daha bir gün hal hatır sormadıkları sanal arkadaşlarına, kardeşimli ve dostumlu etiketlemeler ve nice sahteliker... Hepsi  dejenere olmuş bir kutsiyetin, sosyal medya kanalllarından akan makyajlarından ibaret.

Yapmasa da ‘’mış’’ gibi yaparak, vicdanen rahatlama hissi veren sosyal medya dindarlığı, kullanıcıları, klavye mücahitlğine varan uç ve kof noktalara götürdüğü de aşikar.

Sosyal medya dindarlığı, dinin popülerleşmesini sağlarken, buralarda  kimi dini konuların reyting malzemesi haline getirilmesi de, giderek rahatsız edici boyutlara ulaşmaktadır. Dinîn evrensellik ve kapsayıcılık özelliklerine rağmen egoyu ve bireysel menfaati ön plana çıkaran bu tür davranışlar, insanları dinsel bir yabancılaşmaya da sürüklemektedir.

Sosyal medyada bolca dini içerik görüyor, okuyor, paylaşıyor ama bunların mahsulünü eyleme dökme noktasında aciz kalınmaktadır. Bilgi denilen mevhum, parmakların ucuna birkaç saniye uzaklıkta bulunmasına karşın, bilginin kutsanarak eylemin öksüz bırakıldığı bir çağ yaşanmaktadır.

Bütün bunlara rağmen bu dijital çağda, sosyal medya kanallarını özü kaybetmeden kullanmak, mahremiyete dikkat edip, dini sermaye unsuru yapmadan kullanmak kabul edilebilir yol olarak görünmektedir.

#
Yorumlar (1)
Tarcan DORUK
13.04.2025 18:39
Söylemeyediklerimizi afaroz edilmeden yazmışsın hocam kalemine sağlık
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.