Geçmiş Yıllar….
Bazen bir şarkı, bazen eski bir fotoğraf, bazen de hiç ummadığımız bir koku alır bizi geçmiş yıllara götürür. Bir anlığına durur zaman; bugünün telaşı susar, dün konuşmaya başlar. İşte o an, nostalji dediğimiz o tanıdık his çöker insanın içine.

xxx
- .....Bazen bir şarkı, bazen eski bir fotoğraf, bazen de hiç ummadığımız bir koku alır bizi geçmiş yıllara götürür. Bir anlığına durur zaman; bugünün telaşı susar, dün konuşmaya başlar. İşte o an, nostalji dediğimiz o tanıdık his çöker insanın içine.
Geçmiş yıllar…
Her şeyin daha yavaş, daha sade olduğu zamanlar gibi gelir aklımıza. Kapıların kilitlenmediği, akşam ezanıyla eve dönülen, bir selamın yettiği günler. Belki de her şey o kadar güzel değildi ama biz gençtik, umutluyduk ve zamanın kıymetini bilmiyorduk.
Nostalji biraz hüzündür aslında. Çünkü geri dönülemeyecek olanı sevmektir. Aynı sokaktan geçsek de aynı insanlar yoktur artık. Aynı ev durur ama içindeki sesler değişmiştir. Giden sadece yıllar değildir; alışkanlıklar, dostluklar, yüzler de eksilmiştir.
Geçen ömür, insana bunu öğretir:
Her şey kalıcı sanılırken, en hızlı geçen şey meğer hayatın kendisiymiş. Bir zamanlar sabaha kadar konuşabildiğimiz insanlar şimdi yılda bir hatırlanır. “Sonra görüşürüz” dediğimiz nice anın, aslında son görüşme olduğunu çok sonra anlarız.
Geçmiş yıllar aklımıza düştüğünde, insan kendine de yabancılaşır biraz. Eskiden kolay gülen, çabuk inanan, az şüphelenen hâlimizi özleriz. Bugünkü halimiz daha temkinli, daha yorgun ama daha gerçekçidir. Bu da ömrün bedelidir.
Nostalji, geçmişe kaçmak değildir.
O günlerden bugüne ne getirdiğimizi hatırlamaktır.
Bizi biz yapan ne varsa, çoğu orada saklıdır.
Bir çay bardağında, bir sokak lambasında, yarım kalmış bir cümlede…
Geçmiş yıllar geçip gitti.
Ömür de onlarla birlikte akıp duruyor.
Ama hatırlayabildiğimiz sürece, bazı şeyler gerçekten kaybolmuyor.
Belki de hayat;
Unutmadan ilerleyebilenlerin yolculuğudur.
29 Aralık 2025

